Gewdan Aşireti Hakkında Her Şey Burada... Fotolar Videolar Ve Merak Ettiğiniz Her Şey ...
10 Eylül 2013 Salı
Gewdan Aşireti
Köyleri yakılan, topraklarından sürülen, yabancı bir hayata mahkûm edilen ve sayıları yüz binlerle ifade edilen Van’da yaşayan aşiretler çözüm sürecine nasıl bakıyor?
Onların gözünde barışın seyri nasıl ilerliyor?
Devletten, hükümetten, PKK ve BDP’den ne bekliyorlar;?
Hangi adımların atılması durumunda, barışın sağlanacağına inanıyorlar?
Aşiret kültürü, sosyal ve kültürel etkinliklerde ağırlığını sürdürüyor mu?
Aşiret çocukları okuyor mu?
2014 seçimleri öncesinde, kimden yana taraf alacaklar?
Aşiretin, Belediye, Valilik, Emniyet ve STK’lara bakışı nasıl?
GEVDAN AŞİRETİ GEÇMİŞTEN GELECEĞE BİR KÖPRÜ OLDU
Gevdanlar, Kürt coğrafyasında en yaygın olarak yaşayan aşiretlerin başında yer alırlar.
Kürtlerin yaşamlarını sürdürdükleri her dört parçada da Gevdan kültürünün izlerine rastlamak mümkün.
Ama günümüzde, ağırlıklı olarak Güney Kürdistan ve Hakkâri, Şırnak, Van coğrafyasında yaşamlarını sürdürüyorlar.
Gevdan aşireti, 12 Koldan oluşan Ertoşi aşiret konfederasyonunun kollarından biri.
12 yıl boyunca medrese eğitimi alan Mele Abdurrahman Borak, Gevdan aşiretinin, 12 koldan oluşan konfederasyonda, Alan Aşiretinden sonra nüfus yoğunluğu bakımında en büyük 2. aşiret olduğunu söylüyor.
Gevdan aşireti, Ertoş aşiret konfederasyonun yapılanmaya başlandığı, Güney Kürdistan’ın Ertoş bölgesinden, Geçmişte Hakkari il sınırları içinde olan,Günümüzde Şırnak coğrafyasına dahil edilen Beytüşşebap (Elké) ilçesi, Hakkari ve sonrasında da Van’a yayıldıkları öne sürülüyor.
Siirt, Van, Hakkari, Şırnak sınırları içinde yer alan geniş bir coğrafyaya sahip Feraşin yaylasında yoğunlaşan ve günümüzde sayıları yüz binlerle ifade edilen Gevdanlar, dört köklü aile ile anılıyorlar.
Bunlardan ;
1-Mala Azımşér
2-Mala Xazi
3-Mala Mıstefa
4-Mala Bahremé
Bu tanımlama da aynı babanın dört çocuğunun ismiyle anılan aşiret profilini çıkıyor ortaya.
Geçmişte, Hecer Axa ve oğullarının aşiret büyüklüğünü yaptığı aşirette günümüzde de bu aile söz sahibi olarak kabul ediliyor.
Yani kültürel ve sosyal alanlarda, aşiretin öncülük görevini sürdürüyorlar.
Kadına büyük önem atfedilen aşiret yapısında, kimi kan davaları, saygın otoriter kadınların araya girmesiyle son bulurken, düğün, bayram, doğum vs sosyal etkinliklerde de kadınlara farklı bir misyon atfediliyor.
Çocukluğundan bu yana bölgede yaşayan, yöre kültürü üzerine bir çok değerli araştırmaya imza atmış, fotoğraf sanatçısı ve yazar, aynı zamanda yöre kültürü duayeni Enver Özkahraman, Gevdan aşireti kültürünü özetlerken, gelecekte ufkumuzu aydınlatacak derin tespitlere dikkat çekiyor.
Gevdan aşiretinin giyim-kuşam kültürünü anlatarak söze başlayan Özkahraman; yaklaşık yüz yıl öncesine kadar, feminizmin tartışmasız yaşandığı coğrafya Kürt coğrafyasıydı.Kadın kadar erkek de feministi. Kadın ve erkeğin iş alanları farklıydı ve tarafların müdahalesi söz konusu değildi. Kadın kendi dünyasının lideri erkek ise kendi dünyasının egemeniydi. Kadına yönelik baskı, sindirme arka planda görülme yoktu. Ne zaman ki dinsel motifler sosyal yaşama girdi,ne zaman ki mollalar, din değerlerinde uzaklaşarak söz sahibi olmaya başladı işte o günden sonra kadın arka planda tutulmaya başlandı.”
Güney Kürdistan giyim kültürünün hâkim olduğu aşiret yapısında, Kadın…
‘GEVDAN KIZININ HIZMA TAKABİLMESİ İÇİN NİŞALANMASI GEREKİRDİ.’
Kadınlar; Ağırlıklı olarak Kiras u Fistan denilen giyim tarzını benimser, Hint kumaşından yapılan, omuzlardan ayakuçlarına kadar uzanan Fistan’ın içine yine aynı uzunlukta, satenden yapılmış Kiras giyerler. Sırtlarında Kuték adı verilen yelekler vardı.
Kiras u Fistan, bele bağlanan el yapımı gümüş ya da altın kemerle zenginleştirilirdi.
Çoğunlukla kadınların ve erkeklerin başlarına bağladıkları aksesuarlar aynıdır, Pakistan, Hindistan ve Güney Kürdistan bölgesinde elle örülen (günümüzde makineyle örülüyor) ve yöreden yöreye farklı isimle bilinen (Cemedani, Axabani, Desmal) denilen puşilerdir.
Aşiret kadınında hızma takmanın kriterleri vardı. Hızma, günümüz alyansının diğer bir adıydı. Yani bir Gevdan kızının hızma takması için, nişanlı olması gerekirdi. Nişanlı olmayan bir kızın hızma takması aşiret kadınları arasında alay konusu yapılırdı.
Aşirette, beli bir olguyu cevap veren bir diğer aksesuar’da ‘Pişpirik’ adı verilen bele bağlanan, özel yünden örülmüş, kilim motifli kuşaktı. Bir kadın doğum yaptıktan sonra bu Pişpirik, dua ve besmeleyle ana olan kadının beline bağlanırdı. Genç kızlarda pişpirik yerine ince bir kumaş bulunurdu.
‘ERKEKLERİN VAZGEÇİLMEZ AKSESUARI SİLAHTI’
Erkek giyimi; Gevdan aşiret erkeklerinin vazgeçilmez giyimleri Şal u Şepik denilen, özel yünlerden elde edilmiş ipliklerle örülmüş kumaştan yapılmış giysilerdir.
Şal, pantolonun, Şepik ise ceket yerine kullanılan giysinin adıdır.
Şal u Şapik’in içine ‘gıras’ adı verilen gömlek giyilir. Şal U Şapik, belden bağlanan ve yine özel kumaştan yapılan ‘şutik’le zenginleştirilir, Şutik’in üzerine de dört parmak kalınlığında deri kemer (Kavüş) bağlanır.
Aşiret erkeklerinin ayaklarında,dizden bileğe kadar uzanan ‘Şhak’ adı verilen, uçlarında (Gifik) ponponları olan örgü dizlikler olurdu. Gevdan erkeği, şehre indiği zaman düğüne gittiği zaman Şhak giymeden yola çıkmazdı.
Ovada yaşam süren aşiret bireyleri, Manda, Deve, Camuş, Öküz derisinde çarık yapma şansına sahip iken, Dağlılar deri bulamadıkları için, keçi kılında örülmüş, Reşık, Kalık adı verilen ayakkabılar giyerlerdi.
Yakın zamana kadar her Gevdan aşiret bireyinin kemerine takılı bir silah vardı. Çünkü silah Gevdanların vazgeçilmez aksesuarıydı.
Başlara sarılı cemedani ya da Axabani denilen … puşiler, diğer aşiretlerden farklılık arz ederdi çünkü gevdanlar bu puşileri çifterli bağlardı.
‘GEVDANLAR;DİĞER DİNLERLE BİR ARADA YAŞAMAYI BAŞARDI’
Geçmiş yüzyılda kadına büyük önem atfedilen aşiret törelerinde, cenaze, düğün sünnet, bayram kültürünün, yakın tarihte yozlaştırıldığını söyleyen Enver Özkahraman, söz konusu kültür değerlerini de şöyle özetliyordu.
“Feraşin yaylası alanında yoğun olarak yaşayan Gevdan ve diğer Kürt aşiretlerinin yanı sıra Yezidiler, Yahudiler ve Ermeniler de yaşardı ve farklı dinlere sahip bu insanlar, söz konusu kültürel değerlerde ve törenlerde ortaklaşır ve yakınlaşırlardı. Kürt bir aile çocuğunu sünnet ettirirken, çocuğunu komşusu olan Yezidi bir vatandaşın kucağına bırakır ve o Yezidi’yi kirve yapardı”
Düğünler, bayramlar, kirvelikler ve cenaze törenlerinin yakınlaşma ve paylaşımın ön plana çıktığı törenler olduğunu söyleyen Özkahraman,”düğünlere bölgede bulunan tüm köyler istisnasız katılırdı. Her köy kendi aralarında topladıkları, koyun, para, takı gibi hediyeleri düğünde damada ve geline hediye ederlerdi. Bir düğün halayında binlerce kadın ve erkek ele, ele, kol, kola halaya dururdu. Düğünler haftalar boyu sürerdi. O yıllarda İslam kültürünün baskısı altında olan Kürtlere çalgı aletleri ve enstrümanlar ‘haramdır ve günahtır’ diye yasaklandı. Ama günümüzde ilahiler dahi enstrümanlar, sazlar ve erbaneler eşliğinde söyleniyor. O yıllarda dahi Kürtlerin, Gevdanların örf ve adetleri yobaz baskıların cenderesinde kurtulmadı”
Cenaze merasimine katılan yöre aşiretlerinin, cenazenin olduğu aile ve köyün daha fazla mağdur olmaması için, ’çay, şeker, koyun, para’ gibi hediyelerle geldiklerini ve bunun da komin bir yaşamın kültürü olduğunu söyleyen Özkahraman, Gevdan aşiret kültürüne dair sözlerini şu cümlelerle noktaladı.
“Cenazeye katılacak olan köy ya da aşiret üyeleri, düğüne gider gibi, cenazeye, çeşitli hediyelerle giderlerdi. Kimse eli boş gitmezdi. Çünkü cenazenin olduğu köyde, ailenin ve köylülerin gelen konuklara karşı mahcup olmamaları temel alınırdı. Götürdükleri hediyelerle masraflara ortak olurlardı. Taziyeler, kimi zaman bir hafta on gün hatta daha fazla da sürebilirdi. Düğünler aylarca hata yıllarca ertelenirdi. Acıda ve keyifte aynı duyguları taşıyan paylaşımcı bir kültür vardı. Bayramlarda dahi önce taziye evine gidilirdi. Bayram gelenekleri de çok şatafatlıydı. Günümüzde olduğu gibi geçmişte de yüzlerce erkek bir arada gezer, bir arada bayramlaşmaya giderlerdi. Gevdanlar bayramlarda, kadın, erkek özel giysilerini kuşanır; özel yemekler pişirirlerdi. Bayramlarda özel çörekler pişirilirdi. Her ev mutlaka bir koyun keserdi. At koşuları yapılır, silah atışlı yarışmalar düzenlenirdi.”
Günümüzde şehir hayatına hapsedilen ve kültürlerinde uzaklaştırılmak istenen Gevdan aşiretini konu aldığımız yazı dizisinin bu günkü bölümünde, Enver Özkahraman’ın anlatımlarıyla kültürel değerlerini siz okurlarla paylaştık.
Röportajdan dolayı:www.vanhabergazetesi.com sitesine teşekkürler...
Etiketler:
Ertoşi Aşireti,
Gevda Aşireti,
Gevdan,
Gevdan Aşireti,
Gewda,
Gewda Aşireti,
Gewdan,
Gewdan Aşireti Resimleri,
Gewdan Düğünleri
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder